Now Reading
HIV+ ve Varoluşundan Onur Duyan Bir Biseksüel Olmanın Zorluğu

HIV+ ve Varoluşundan Onur Duyan Bir Biseksüel Olmanın Zorluğu

Steven Spencer*

Bu yazı, It’s Hard to Be a Proud Bisexual and Be HIV Positive başlıklı metnin Türkçe çevirisidir.

Steven Spencer

“HIV’le yaşayan ve PrEP (temas öncesi korunma tedavisi) almaya ihtiyaç duyan biseksüel erkekleri unutmaya devam ediyoruz.”

HIV’le yaşayanlar için oluşturulmuş bir Facebook grubunda, “Arkadaşlar ilginizi çekebilir” yazılı bir içeriğe denk gelmiştim. İçerik, HIV+ geyler için düzenlenen bir etkinlik haberiyle ilgiliydi. Kafamı duvarlara vurasım geldi çünkü bu içerik ve gruptaki herkesin gey olduğu varsayımı, HIV’le yaşayan tüm erkeklerin varsayılan cinselliklerinin eşcinsellikten ibaret olduğunun bir başka hatırlatıcısıydı. 

Ya heteroseksüel ya da erkeklerle seks yapan erkeksindir-ki bu da eşcinsel ve biseksüel erkekleri içeriyor- anlayışı, bizim de tüm bu tamamladığımız ve sonuçlarını değerlendirdiğimiz araştırmalardan çıkan verileri toplama biçimimizden kaynaklanıyor. Erkeklerle seks yapan erkekler deyince genellikle insanların aklına direkt “gey” geldiğini söylersem abartmış olmam. HIV üzerine yapılan araştırmalara dair tartışma yürüten konuşmacıların “gey” ya da “eşcinsel” dedikten sonra birden “ay, erkeklerle seks yapan erkekler” şeklinde kendilerini düzelttikleri toplantı ya da konferanslarda bulundum. Bu hep böyledir, hiç şaşmaz. HIV’le yaşayan ve PrEP (temas öncesi korunma tedavisi)[1] almaya ihtiyaç duyan biseksüel erkekleri unutmaya devam ediyoruz. 

Sıklıkla “erkeklerle seks yapan erkekler” şeklinde bir kümeye alsak da biseksüel erkeklerin ve geylerin yaşadıkları çok farklı deneyimler mevcut. 

Cinselliğimle uzun yıllar cebelleştim. Daha genç dönemlerimde gey olarak açılmıştım ve kültürel olarak hâlâ kendimi gey olarak tanımlıyorum. Eşcinselliğe özgü görülen ve ritüel haline gelmiş tüm olayları yaşadım: feminen olduğum için zorbalığa uğradım, riskli ve dehşetengiz bir açılma süreci ile ilk seks deneyiminin toyluğunu yaşadım. Fakat yaşım ilerledikçe cinselliğim çok daha karmaşık bir hâl almaya başladı. Eşcinsel olmadığım kesindi ve belki de biseksüel ya da panseksüel olarak tanımlanmam daha iyi olacaktı. 

Kuşkusuz cinselliğin akışkan olması, biseksüelliğin var olmadığı anlamına gelmiyor. Biseksüelliğin, farklı bir amaç için araç olarak kullanıldığını bifobik şekilde gerekçelendirmeye soyunmak yanlıştır.  Gerçekten bu topuklarla heteroseksüelliğe doğru yol aldığımı mı düşünüyorsunuz?

Gey olarak tanımlanırken biseksüel açılma deneyimi düşündüğümden daha yaygın. 2018 yılında açıldığımda aynı deneyimleri yaşamış pek çok erkekle tanıştım. Ve şanslıydım ki; bana onlar yol gösterdi. Sonunda dünya üzerinde bulunduğum yerde –çok olmasa da- biraz olsun özgüven kazandım. Biraz camp [2], iflah olmaz bir gey fakat aynı zamanda tüm cinsiyetlere de ilgi duyan biriydim.  

Cinselliğimi tam da daha fazla tanıdığım bir süreçte, HIV tanısı aldım. Varoluşumu gizledim, kendimi gerisin geri hiçbir kıyafete uymayan kemer ve diğer teki kayıp çoraplarla dolu bir dolaba kilitledim [3].  Gey olmak ve HIV’le yaşamak, biseksüel olup HIV’le yaşamaktan daha çok şey ifade ediyordu benim için. Aldığım tanıyla cebelleşirken başka insanları bırakalım kendime bile cinselliğimi açıklamaya çalışmayı bırakmıştım; fakat ilerisini göremiyordum. 

Geyler bile HIV’le yaşayan insanları korkunç bir şekilde damgalayabiliyorken erkeklerden başka insanlara bu durumu nasıl anlatacaktım? Bu konu hakkında bir şeyler bildiklerine güvenerek geylerle diyalog kurabilirdim, belki de zaten PrEP kullanıyorlardır ya da daha önce HIV’le yaşayan biriyle çıkmışlardır. Şanslıydım ki; beni her parçamla kabul edip destekleyen sevgi dolu bir erkek partnerim oldu. Fakat kadınlarla girdiğim diyaloglara dayanarak onların bu konuya dair çok da bir şey bilmediklerini kabullenmek zorunda kaldım. Peki ya karşımdakini eğitme havamda değilsem? Ya reddedilmekten korkuyorsam ve şimdilik çabalamaktan vazgeçmişsem?

Avustralya’da gey topluluğu dışında yürütülen HIV eğitimi berbat düzeyde. Bu da, halk sağlığı sektörünün gösterdiği devasa bir başarısızlık örneğidir ve gerçekten insanları ve bizim bu salgına yönelik sorumluluğumuzu etkilemektedir. İlk kez Avustralya’nın bazı yerlerinde erkeklerle seks yapan erkeklerden daha çok heteroseksüel erkeklere HIV tanısı konulduğunu görmeye başladık.

Bu eğilimin varlığını sürdürmeye devam edeceğini düşünürsek HIV hakkında herkesin geyler kadar bilgilendirildiğini hayal edin. Ulusal çapta yürütülen, anlaşılması kolay HIV kampanyalarının “erkeklerle seks yapan erkekler” kalıbına uymayan insanlara destek olması bir o kadar da devrimsel olmaz mı?

“Bi+’lar LGBTİQ topluluğu içinde çokça unutuluyor. Meseleleri neredeyse hiç gündem edilmiyor ve aynı şey HIV+ topluluğundaki bi+’lar için de geçerli.”

Keşke hem HIV hem de biseksüellik deneyimlerimi daha fazla anlamamı sağlayacak bir rol modelim olsaydı. Rol modelleri aile üyelerinde var olan ve popüler kültüre işlemiş olan heteroseksüel, natrans insanlar ne kadar şanslı. Queer‘ler istedikleri şekilde rol modellerini kendileri var ediyor, bunlar da genellikle geleneksel toplumun oluşturduğu sınırlardan daha azade oluyor. Sayesinde HIV’le mutlu ve sağlıklı yaşayabileceğimizi gösteren rol modellerimiz var. Her şeyden önce rol modellerimizin artmasına ve bize yol göstermelerine ihtiyacımız var. Onların birbiriyle kesişimleri üzerine daha etkin biçimde konuşmalıyız. İnsanlara yardımı dokunacağı için deneyimlerimizden daha çok bahsetmeliyiz.

Şu an biseksüel ve HIV+ olmanın nasıl bir şey olduğunu çözmeye çalışan (lâkin genelde bundan vazgeçen), pusulasını kaybetmiş biriyim. Bi+’lar LGBTİQ topluluğu içinde çokça unutuluyor. Meseleleri neredeyse hiç gündem edilmiyor ve aynı şey HIV+ topluluğundaki bi+’lar için de geçerli.

Pose benzeri diziler ve ragbi oyuncusu Gareth Thomas gibi üne sahip kişiler dışında popüler kültürde HIV’le yaşayan insanların temsil edilmemesinden bahsedemiyoruz bile. Bu durum, ırka, dine, cinsiyete, politikaya ve HIV+ olarak temsil edilmeyen pek çok başka şeye dair diğer deneyimlere de uzanıyor ve istisnasız zarar veriyor. 

Genelde insanlara biseksüel olduğumu söylemekten hoşlanmıyorum. Çünkü söyledikten sonra genellikle insanların kızdırmak için bana sataşmalarına katlanamıyorum. Ayrıca, bir erkek sevgilim var ve o, benim ihtiyacım olan tek şey. Fakat tanı almamdan bir yıl sonra bu konu üzerine en azından tekrar düşünmeye başlamak için kendimi hazır hissediyorum. Ayrıca cinselliğimi ve HIV statümü korkmadan insanlarla paylaşabileceğim bir alan yaratmak için çalışmaya kendimi hazır hissediyorum çünkü çoğumuzun deneyimlerimiz sayesinde bildiği gibi bir şeyleri bastırmak her şeyi daha fazla kötüleştiriyor. 

Geyler için HIV hizmetleri muazzam, HIV anlatısı iyi bir şekilde oluşturulmuş vaziyette. Durum “normal” bir şey olarak anlatılıyor. Şanslıyım ki; erkeklerle sevişen bir erkeğim çünkü HIV+ topluluğunda belirlenmiş kalıba uymayan geri kalan kesimin aksine hizmetlere erişebiliyor ve tüm bu bahsettiğim şeylerden faydalanabiliyorum.

Avustralya’da İngiliz kökenli Avustralyalı[4] geylerin domine ettiği HIV alanlarında kadınlara, heteroseksüel erkeklere, nonbinary’lere, kültürel ve dilbilimsel anlamda çeşitli sosyal çevrelerden gelenlere, translara ve diğerlerine yararlanabilecekleri daha az hizmet sunulduğunu görüyorum. Salgınla mücadelede erkeklerle seks yapan erkeklere odaklanmak önemli oldu fakat artık HIV’le yaşayanlara yönelik farkındalığımızı arttırma zamanı geldi. 

“Biseksüel ve HIV+ biri olarak yaşadığım damgalanma pratiklerinin birbirine çok benzer olduğunu hissetmem tesadüf değil.”

Bir akıl hocam olsaydı soracaklarım şunlar olurdu: “Bu dünyayı varoluşundan onur duyan ve HIV’le yaşayan biseksüel ya da panseksüel bir erkek olarak nasıl adımlayacağım? Benim varsayımım mı yanlış yoksa erkeklerle seks yapan erkeklerin sosyal çevresi dışında kalan insanlar daha damgalayıcı ama HIV hakkında daha az bilgiye mi sahipler? Kadınların HIV statüme kötü tepki vereceklerini kabullenmem benim hatam mı? Biseksüelliğin ve HIV’in damgalanmasını sona erdirmek için ne yapabilirim? 1 yıl önce HIV tanısı aldım—benim için işler daha kolay bir hâle gelecek mi?”

Bütün bunlar bile konuyu gündem haline getirmemiz için yeterli değil mi?

Biseksüel ve HIV+ biri olarak yaşadığım damgalanma pratiklerinin birbirine çok benzer olduğunu hissetmem tesadüf değil. Bu pratikler, cinselliğimizi bir tuşa basıp değiştirebileceğimizi ya da HIV+ olmak yaptığımız bir seçimden kaynaklı olduğu için suçun bizde olduğunu söyleyen seçim anlayışı ve bize varlığımızın problem teşkil etmediğini hissettirip bir yandan “Lütfen bu konuyu gündeme getirme” diyen sessizlik anlayışıdır. Ayrıca insanların büyük çoğunluğunun, beni oluşturan bu iki parçaya yönelik olarak sadece sevgi, şefkat ve saygılarını esirgememeleri de tesadüf değil.  

*Steven Spencer, Sidney’de uzun süredir PrEP savunuculuğu yapıyor ve PrEPaccessNOW (PAN) isimli topluluk savunuculuğu ve erişim grubunun eş kurucusu. 


Çeviri: umut erdem

(UE/ZSG)

Çevirmen notları

[1] Pre-exposure prophylaxis (PrEP), temas öncesi korunma tedavisidir. Bugüne kadar yapılan çeşitli klinik çalışmalarda, PrEP’in ciddi yan etkilerle karşılaşmadan HIV ile enfekte olma riskini önemli ölçüde azalttığına dair önemli bulgular ortaya konulmuştur. PrEP için, HIV tedavisinde yaygın olarak kullanılan Tenofovir ve Emtricitabine içeren Truvada isimli tablet ya da tüm jenerik versiyonları kullanılmaktadır. PrEP, Türkiye’de sosyal güvence ile ücretsiz/düşük ücretle temin edilememektedir. Ayrıca PrEP sadece HIV için bir koruma sağlarken diğer cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar için bir korunma yöntemi değildir. Dolayısıyla PrEP, kondom gibi korunma yöntemlerinin bir alternatifi değildir. (pozitifdayanisma.org’dan alınmıştır.)

[2] Camp, Eda Çakmak’ın manifold’da yayımlanan yazısında “çirkin olanın bilinçli kullanımından doğan bir estetik” veya “stilize rüküşlük” olarak Türkçe’ye çevrilmiş. Susan Sontag’ın “Camp Üzerine Notlar” isimli makalesinde yaptığı tanıma göre “Camp’in özü, yapay ve abartılı olana duyulan bir sevgi.” (çev.: Eda Çakmak) “Ru Paul’s Drag Race”in yıldızlarından drag sanatçı Sasha Velour ise Camp üzerine şu ifadeleri kullanıyor: “Sözcüğün kendisi, gey insanlara ait; bizi farklı, abartılı ve ana akım zevkin dışında bir şekilde sergileyen bir davranış biçimine ithaf ya da armağan edilen bir kod gibi… Sana yeri olmayan, seni anlamayan bir güzellik sistemine dahil olamazsın; dolayısıyla dışlanan zevki değerlendirmek için alternatif bir sistem yaratırsın —o dönemde baskın olan güzellik ve saygı duyulabilirlik değerleri yerine şaşaa, çaba, hırs ve tutkuya dayalı bir sistem.” (çev.: Eda Çakmak)

[3] Dünya üzerindeki toplumların genelinde insanlar natrans ve heteroseksüel varsayıldığı için insanlar trans ve/veya na-hetero olduklarını söylemek zorunda kalıyor. Türkçe’de bunun için “açılmak” kelimesi kullanılırken İngilizce dilinde karşılığını ‘gizlendiği’ “dolaptan çıkmak” ifadesi buluyor. Yazar, cümlesinde bunu referans alıyor.

[4] Orijinal metinde kullanılan “Anglo” ifadesi, Avustralya’da yerliler yaşarken, İngilizlerin kolonileştirerek oraya yerleştiklerine ve hâkimiyet kurduklarına referans veriyor. 

Bu yazı da ilginizi çekebilir: HIV/AIDS Aktivizm Tarihinde Bi+'lar
What's Your Reaction?
Ben Şok
0
Bifobiye Karşı Ses Çıkar
0
But Tutar
1
Gullüm Ayol
0
Tutmaz Ama Evet
0
View Comments (0)

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Bitopya Copyright © 2025. Created by edalgakiran

Scroll To Top

Pin It on Pinterest