Her ne kadar “LGBTİ+” ifadesinin kendisi tek bir kimliği işaret ediyor gibi algılansa da; yazılı basında lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks çeşitliliğinin ne ölçüde temsil edildiğine de odaklanıldığı Kaos GL’nin 2020 Medya Raporu’nda, biseksüeller sadece 50 metinde yer alarak medyada en az görülen gruplardan biri oldu. Bunun üzerine Kaos GL’de Bi+ Dosyası oluşturuldu.
Yıldız Tar’ın Kaos GL’deki medya raporuna dair haberine göre, bir yıl boyunca üretilen 3459 içeriğin büyük bir çoğunluğunda genel olarak LGBTİ ya da LGBTİ+ ifadesi kullanıldı. Haberlerde kendisine en çok yer bulabilen grup 267 içerikle geyler oldu.
LGBTİ+ toplumunun içinde en görünmez gruplar ise biseksüeller ve intersekslerdi. Medyada intersekslere ilişkin sadece 11 metin yer aldı. Biseksüeller ise sadece 50 metinde yer aldı.
Gazetelerin sadece genel olarak isimleri sıralamakla yetinmesi, LGBTİ+ şemsiyesi içerisinde yer alan hiçbir cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ya da cinsiyet ifadesine dair yeterli sayıda kapsamlı içerikler üretmemesi 2020 yılında da devam etti.
Bunu biraz olsun kırmak için Bitopya’nın 2019’dan beri süren varlığının yanında Kaos GL’de Bi+ dosyası hazırlandı. Bitopya’nın kurucusu ve yürütücüsü umut erdem’in hazırladığı Bi+ Dosyası, kendi deyimiyle Bi+ varoluşu çevreleyen belirli konular nezdinde, bi+ politika merceğinden hikaye anlatma ve diyalog oluşturmayı merkez edinmiş bu dosya; çeviriler, söyleşiler ve LGBTİ+ örgütlerin Bi+ politikaları üzerine öz değerlendirme yaptıkları bir içerikten oluşuyor. Cinsellik ve cinsiyete dair tartışmalarla beraber mültecilik/sığınmacılık, feminizm, queer, erkeklik, hareketteki dönüşüm, Bi+’ların maruz bırakıldıkları çeşitli şiddet pratikleri, evlilik üzerine konuşma alanı açan bu dosya, Türkiye’nin Bi+ Tarihi’ne de göz kırpıyor ve geçmişe bakıp monoseksizmi arkamızda bırakabileceğimiz, bifobilerimizi daha fazla sorgulayacağımız bir gelecek tahayyülü yaratmak üzere teorik altyapı ve anlatılar sunuyor.
Eğer Bi+ Dosyası’nı hâlâ okumadıysanız 2021’in bu son gününde belki göz atmak istersiniz diye içeriklerden kısaca bahsetmek istedik.
Çeviri: “Daha fazla insan kendini biseksüel olarak tanımlıyor ve bu harika!“
Emily Zak’ın bitchmedia.org için Shiri Eisner’la yaptığı röportajı Türkçe bilen okurlarla buluşturan umut erdem, bi+ politikaya dair manifesto niteliğinde bir söyleşi olduğu için bu içeriği Türkçe’ye kazandırmanın önemli olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Sadece Bi+ varoluşuna dair görünmezlik ve stereotiplerle sınırlı kalmaması gereken bi+ politikaya dair tartışmaları odağa alan bu söyleşide, Tel Aviv’de yaşayan ve kendini siyonizm karşıtı İsrailli bir Yahudi olarak tanımlayan ünlü bi+ feminist aktivist Shiri Eisner’ın bakış açısından pink washing (pembeye boyama), İsrail’in Filistin’i işgali, homonasyonalizm gibi konular da konuşuluyor. Bu sene Mayıs ayında İsrail’in Gazze’ye saldırısı üzerine, Bi+ politikanın konuşulduğu bir ortamda bu konunun gündeme geldiği bir içeriği Bi+ Dosyası için Türkçe’ye kazandırmanın önemine şahit oluyoruz.
Söyleşi: Türkiye’deki Bi+ Hafızasına Yeşim’le Kulaç
LGBTİ+ aktivisti Yeşim’le Bi+ tarihi’nin yaşatıldığı, arşivlendiği bu söyleşi, LGBTİ+ hareket ve oluşumlar içindeki bi+ silinmesini ve bi+fobiyi teşhir ediyor. Ayrıca cis-heteropatriyarkayı deşifre eden monoseksizm eleştirisi yapılırken monoseksizmin alloseksizm gibi diğer niteliklerle işbirliğinin analiz edildiği bu mühim söyleşi, 2 bölüm halinde Bi+ Dosyası’nda yayımda.
Çeviri: Non-Binary gündemi
Siyah, biseksüel, nonbinary, onurlu bir şişman, çoklu sakatlığı olan, fakir, feminen, cadımsı bir kadın, blues şarkıcısı ve söz yazarı, şair, freelance yazar ve Sağır Şairler Topluluğunda kurgu dışı editörü, senarist, konuşmacı/eğitimci/aktivist olan Denarii Grace, nonbinary biseksüel olarak açılmanın kendisi için ne ifade ettiğini anlatırken heteroseksüel ve natrans olmayan kimlikleri anlatırken sürekli başvurulan “doğuştan”, “küçüklük” anlatılarına karşı “belki de cinsel ve romantik kimliklerden çok daha fazla trans deneyim anlatısı, insanların çok genç yaşlarda, neredeyse bebeklik dönemlerinde kim olduklarını “bildiği” üzerine kurulu. Günümüzde bu konular üzerine yayımlanan çalışmalar, pek çok genç trans (ve gençliğinde açılmamış yetişkin translar) için kalbinin derininde bir yerde ne olduğunu daima bildiğini doğrulayan bir nimet anlamına geliyor.
Peki ya bilmeseydim? Ya düşündüğüm kişi olmasaydım? Bu bir şeyi değiştirir mi? Değişmeme izin var mı? 12 yaşında natrans, 21 yaşında meraklı/sorguluyorsam ve şu an (çoğunlukla) ne olduğumdan eminsem? Bunların hepsi ne anlama geliyor? Açılmamın üzerinden 1 yıl geçti ve hâlâ çözmeye çalışıyorum. Hiç çözebileceğimi de sanmıyorum.” diyor. umut erdem Denarii Grace’in Bi Women Quarterly için yazdığı yazdığı Bi+ Dosyası için Türkçe’ye çevirdi.
Söyleşi: Türkiye’de Bi+ Mülteci Olmak
“Bi+ silinmesi mültecilerin ülkeye kabulünde gözlemlenebilecek bir şey“
İran’dan Türkiye’ye iltica eden bi+ feminist aktivistler Mona ve Fariman ile bi+ özelinde mülteci olmanın konuşulduğu söyleşi, milliyetçilik ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı Mona ve Fariman’ın Türkiye’de verdikleri yaşam mücadelesine dikkat çekerken özellikle bi+’ların hak gaspına maruz bırakıldığına işaret ediyor. Bu konunun Bi+ Dosyası’nda gündem edilmesi, konu özelinde daha çok araştırma yapılması, içerik hazırlanması gerekliliğini de ortaya koyuyor.
Elif Ege ile Evli Bi+ Olmak Üzerine: “İlişkilerin yönelimi olduğunu düşünmek anlayabildiğim bir şey değil“
“Bi+’lar bir yandan bir o kadar görünmezleştirilirken ve silinirken öte yandan mit ve olumsuzlamalarla varoluşları sebebiyle suçlanıyor, ötekileştiriliyor, şiddete ve ayrımcılığa maruz bırakılıyor. “Sonuçta evlenebiliyorsun” diyerek bi+’ların LGBTİ+ topluluğu içinde ayrıcalıklı olduğu söyleniyor. Daha ileri gidiliyor, “lubunyalara sırt çeviren”, “heteropatriyarka yardakçısı”, “heteropatriyarkanın tüm nimetlerinden yararlanan”, “hatta biseksüel bile değil” oluyorlar. Bi+’ya dair yaratılan bir stereotip üzerinden tüm bi+’ların evleneceği, bunu elbet tercih edeceği, zaten hepsinin natrans olduğu, ilişki yaşama biçimlerinin aynı olduğu gibi önkabullerle bi+’ların “hetero ayrıcalığı” yaşadığı belirtiliyor. Peki o nikah masasına biseksüelliği tanınıp oturduğu bir o kadar şüpheli olan evli bi+’lar neler yaşıyorlar? Onlar, kendilerini bu “tartışmaların” neresinde konumlandırıyorlar?” sorusuna Bi+ Dosyası için ÜniKuir’den E. Ege Tektaş ile cevap arandığı, hasbihal edildiği bu içerik “nasıl olsa evli ve kimliğinden ötürü ayrımcılığa uğramıyor; evli olduğu için onlarla oturacak bir masa yok benim için” görüşü daha hakim olsa da gayet LGBTİ+ politikanın içinde evli bi+’ların olduğunun altını çizen son derece samimi ve etkileyici bir röportaj.
Bi+seksüel ve erkeklik kesişimi üzerine Cem’le söyleşi
Cem Önder’in At the intersection of bisexuality and masculinity: Bisexual people’s experiences in Turkey başlıklı tezinden hareketle bi+ ve erkeklik kesişimi üzerine Bi+ Dosyası için yapılan söyleşi, bi+ politikaya katman sunarken Türkiye’deki LGBTİ+ ve feminist harekete naçizane bir eleştiri ve yorum getiriyor. Söyleşi iki bölüm halinde yayımda.
LGBTİ+ dernek ve örgütleri yanıtlıyor: Bi+ politikaları nasıl?
Bi+ dosyasının finalinde 17 Mayıs, BİZ, Hêvî, Kaos GL, Lambdaİstanbul, SGYD, SPoD ve ÜniKuir bi+ politikalarını anlatıyor.
Bu yazı da ilginizi çekebilir: Bitopya Öneriyor: Kalp Çarpıntısı