Now Reading
Şugariyet Ödüllerinde Bitopya’nın adaylığına dair açıklama

Şugariyet Ödüllerinde Bitopya’nın adaylığına dair açıklama

Herkese merhaba,

Bu metni, Bitopya’nın kurucusu ve Spod’un düzenlediği Şugariyet Ödülleri’ne dair süreci, “Şugariyet Ödülleri Jürisinden Neden Ayrıldık?” başlıklı açıklamanın yayımlanmasından beri takip eden biri olarak Bitopya’nın Şugariyet ödüllerinde “Yılın Alan Açanı” kategorisinde aday gösterilmesi üzerine yazıyorum.

Bitopya için Şugariyet’in önemi, yıllardır Türkiye’de değişen ve dönüşen LGBTİ+ hareketi içinde dâhi gerektiği yeri ve özeni bulamayan, politik bir kimlik ve varoluş olarak görülmeyen, tektipleştirme ve mitlerle ötelenen bi+seksüellik üzerine Bitopya’nın söz kurma ve politika üretme serüvenini daha geniş bir kitleye duyurabilme imkanının olması ve sanılanın aksine bi+’nın gayet politik olduğunun altını çizme gayesidir.

Ama şu da bir gerçektir ki, Türkiye sınırlarında, Türkiye’ye komşu yerlerde savaştan bifiil etkilenen Kürtlerin, Ermenilerin, Suriyelilerin ve daha pek çok Ortadoğu ülkesinden Türkiye’ye sığınan mülteci ve sığınmacıların bir de ülkedeki milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı ile mücadele etmek zorunda kaldığını düşünürsek, bazı hayatların belirli kriterler nezdinde silinmesi üzerine varoluşumuzun onurunu, umduğumuz gibi şugarlık ve gullümle kutlayamayacağımızı bize gösteriyor. Yapılan açıklamalar bizlere, Şugariyet’in organizasyon sürecinde birilerinin feda edildiğini gösteriyor ve bu feda edilenlerin Kürt, Suriyeli, Afgan, İranlı vs. olduğu kadar LGBTİ+ olduğu da bir gerçek ve bu gerçek çok yaralayıcı.

Bitopya, aynı kategoride bulunduğu hiçbir platform ve/veya örgütlenmeyle yarışır halde değil, amaç görünürlüğümüzü ve ördüğümüz politikayı kutlamak, birbirimizle hemhal olmak, o yüzden Bitopya’nın bu ödül törenine dair amacı ve arzusu hiçbir zaman “kazanmak” olmadı. Ama aday gösterilmesi, görünürlük ve verilen emeğin karşılığını bir şekilde bulmuş olması açısından kıymetliydi ve verilen bu değer ve öneme karşılık olarak sosyal medyada adaylık haberi paylaşıldı. Eğer 15 Kasım’da yapılacak ödül törenine çıkma şansım olsaydı, sürece dair eleştirimi orada deklare etmeyi düşünürdüm.

Fakat gelinen noktada etkinliğin hem adaylar hem de lubunyalarla kurmayı amaçladığı gullüm ve şugarlık bağının Bitopya çatısı altında bende karşılık bulmadığını söylemek zorundayım. Hem sürecin SPoD’un sorumluluğu dahilinde olan hesap verilebilirlik ve şeffaflıkla işlememesi, sevgili Emre Özfetiş’in tahmin edebileceğimiz jüri üyesi olma nedeninin karşılığının sansür ve dışlamayla “taçlandırılması”, belki de özellikle bağımsız olarak politika üretmeye çalışan her kesimden lubunyayı daha güvenilmez bir alana hapsediyor.

Bu sürecin dernek gibi tüzel kişiliklerle özellikle Türkiye şartlarında daha dezavantajlı olan bağımsız aktivistleri karşı karşıya getirmemesi gerektiğini ve bunda hepimizin sorumluluğu olduğunu belirtmek istiyorum. Jüri üyeliğinden ayrılan aktivistleri hedef gösterme ve manipülasyonla suçlayarak kendi paylarına düşen sorumluluğu bertaraf etmeye çalışan tarafın, Şugariyet’in ismini böylelikle korumadığını da hatırlatmak isterim.

SPoD’un yekpare gibi düşünülen LGBTİ+ hareketinin açıkça kapsayamadığı hatta görmediği varoluşlara dair politik eylemleri onurlandırma sürecini hayalkırıklığı ve endişeyle takip ederken birbirimizin emeğine sahip çıkmayı, bunları görünür kılıp ödüllendirmeyi sağlayacak bir yapılandırmayı birlikte kurmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir Türkiye gerçeği olarak ‘savaş’tan bahsedebilecek müzakere alanları yaratabilmek ve eşitlik ve barış talebinden asla vazgeçmeyecek bir politika örmenin hepimiz için bir gereklilik ve sorumluluk olduğunu belirtmek istiyorum.

Dayanışmayla.

umut erdem

Share and Enjoy !

0Shares
0 0
What's Your Reaction?
Ben Şok
1
Bifobiye Karşı Ses Çıkar
0
But Tutar
2
Gullüm Ayol
0
Tutmaz Ama Evet
0
View Comments (4)

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Bitopya Copyright © 2019. Created by edalgakiran

Scroll To Top

Pin It on Pinterest