Now Reading
Bifobi, Kelimenin Tam Anlamıyla LGBTQ’nun B’sini Öldürüyor

Bifobi, Kelimenin Tam Anlamıyla LGBTQ’nun B’sini Öldürüyor

 Suryatapa Mukherjee

Bu yazı “Biphobia Is Killing the ‘B’ in LGBTQ. Literally.” başlıklı metnin Türkçe çevirisidir.

Editör notu: Bifobinin ne kadar ciddi bir mesele olduğu hâlâ kafalarda yer etmediği için bifobinin sistematik bir şiddet mekanizması olduğunu ve bunun insan sağlığına etkisini ifşa eden yazıları sizlerle buluşturmak önem arz ediyor. Rotanın da sürekli Avrupa, Amerika gibi kıtalar olmaması dikkat edilmesi gereken bir noktayı oluşturuyor. Buraları tamamen merkez kılmama gayretiyle Suryatapa Mukherjee’nin yazdığı ve öznelerin anlatılarına yer verdiği bu yazıyı bahsi geçen açılardan kıymetli bulduk. Ama yazıda şişmanfobi ve HIVfobiye alan açabileceği ihtimali olan kısımlara dair birtakım notlar düşmek istedik. Yazıda bir kaynağa dayandırarak bifobinin, monoseksüellere göre daha fazla sayıda bi+’nın, hastalık olarak nitelendirilen “obezite” yaşamasına sebebiyet verdiği belirtiliyordu. Yani bifobiyle aslında hastalık olarak bile almamamız gereken “obezite” ve şişmanlık arasında bir ilişki kuruluyordu. “Obezite”nin toplumda ve tıp literatüründe ele alınışına baktığımızda yazıdaki değerlendirmenin bu anlayışı tartışmadığını aksine buna hizmet ettiğini düşünerek çeviride bu kısma yer vermemek üzere inisiyatif aldık. Bu noktada başka ne şekilde ilerlememiz gerektiğine dair fikirlere de açığız. HIV aktivizmi sayesinde anaakımlaştırılmaya çalışılan terminoloji ekseninde orijinal metnin HIV pozitifleri gözetmediği ve terminolojiyi takip etmediği sonucunu çıkardığımız “riskli davranış” gibi söz kalıbına çeviri metninde politik olarak yer vermemeyi tercih ettik. Metnin yazarına bu konuda dönüş yaptığımızda kendisi HIV aktivistlerince kullanılması arzulanan dile özen göstereceğini ve bu konuda kaynak paylaşımına açık olduğunu da belirtti. Bilgi paylaşımı ve destek için Pozitif Dayanışma‘ya teşekkür ederiz. Pozitifiz.org ve Lgbtisagligi.org‘un da yararlandığımız kaynaklar olduğunu belirtmek isteriz.

“Kabul edilmemek size kendinizi kabul etmemeyi öğretir.” 

Heteroseksüel ve eşcinsellere göre biseksüellerin zihinsel, fiziksel ve cinsel sağlığı daha kötü durumda. Neden mi? Birlikte bakalım.

Biseksüel+ olan insanlar kendilerini sıklıkla Robert Frost’un “The Road Not Taken” isimli şiirinin ana karakteri gibi hissederler. Sanki bir yanı heteroseksüel, diğer yanı eşcinsel yaşama uzanan bir yol ayrımında duruyormuşuz gibi hissederiz. Bu bize defalarca ailemiz, arkadaşlarımız, queer topluluğu ve geleneksel toplum tarafından söylenmiştir. Söylediklerine göre bir tercih yapmamız gerekiyor. Ancak bana göre bu “tercih” mefhumu tüm sorunlarımızın altında yatan başlıca sebep, yanlış bir ikilemdir. Bu iki yol da bizim için hazırlanmış tuzaklardır.

Biseksüel+ (Bi+), birden fazla cinsiyete çekim duyan herkesi kapsayan şemsiye bir terimdir. Ve hayır, çoğu insanın hâlâ inandığı gibi “yüzde elli eşcinsel, yüzde elli heteroseksüel” demek değildir. Bi+’nın bir tercihi ima ettiğini söylemek, geçen aylarda ölümü ile onarım terapisi uygulamasını tekrar gündeme getiren Chinnu Sulfikar’ın anısına büyük saygısızlık etmek demektir. Chinnu ailesine biseksüel olarak açıldıktan sonra LGBTQ gençliğini hedef alan ve onların cinsel veya cinsiyet kimliklerini değiştirmeye çalışan tehlikeli, yasa dışı ve insanlık dışı bir uygulama olan onarım terapisine zorlandı.

“Biseksüellerin kötü şartlardaki ruh sağlığının sebebi sıklıkla hem heteroseksüel hem de eşcinsellerden kaynaklanan bu çifte ayrımcılıktır.”

Ben de mümkün olduğu kadar kendimi bir “tercih” yapmaya ve heteroseksüelmişim gibi davranmaya zorlamıştım. Ancak bu aslında kendime duygusal şiddet uygulamaktan başka bir şey değildi. Bir yalanı yaşıyor olmanın acısı giderek şiddetli biçimde artmış ve en sonunda hıçkıra hıçkıra ağlarken erkek arkadaşıma açılmıştım. Kendimi kabullenmeye giden yol, anksiyete ve travmayla döşeli olmasına rağmen istediğim zaman heteroseksüel yaşama “geri dönebileceğim” için queer olan diğer insanlara göre daha ayrıcalıklı olduğum mesajını içselleştirmiştim. 

Sonunda kabullenilme ve anlaşılma beklentisiyle queer topluluğuna karışan biseksüel+ insanlar var. Ancak toplulukta sıklıkla bifobi —biseksüellere karşı duyulan hoşnutsuzluk ve önyargı — ile karşılaşıyorlar. Bifobi, gerçek bir yönelim olan biseksüelliğin meşruluğunu geçersiz kılmayı, biseksüelleri tektipleştirmeyi, onlara fiziksel ve cinsel şiddet uygulamayı kapsar. Bifobi hem biseksüelliğin “tüm seçenekleri elinde bulundurmaya” bir bahane olduğunu düşünen heteroseksüeller hem de sadece hemcinsimizle ilişkideyken “yeterince queer” olduğumuzu sıklıkla düşünen queer topluluğu tarafından uygulanır. Bu şekilde pek çok biseksüel, heteroseksüel olarak görülmekten kurtulup sonrasında eşcinsel görülerek gizli kaldığını fark eder.

Biseksüellerin kötü şartlardaki ruh sağlığının sebebi sıklıkla hem heteroseksüel hem de eşcinsellerden kaynaklanan bu çifte ayrımcılıktır. Bir araştırmaya göre, biseksüellerin yüzde 77,6’sı, genel nüfusun yüzde 11,7’sine göre intihar etmeyi düşünmüş.

Biseksüellerin pek çok fiziksel ve zihinsel rahatsızlıktan muzdarip olmasının bir sebebi de deneyimledikleri “azınlık stresi”

Bifobi genelde zihnimizde başlar ancak tüm vücudumuzda etkisi gittikçe artan fazla sayıda hasar bırakır. Bi+’lar monoseksüellere göre daha fazla sıklıkta sindirim problemleri, eklem iltihabı gibi fiziksel sağlık sorunları yaşar. Ek olarak, bi+ erkeklerin HIV testi yaptırabilme ihtimali geylere göre daha az olabiliyor; bu da tanının koyulamamasına ya da enfeksiyonun edinilmesine sebebiyet verebiliyor. Bifobiden kaynaklanan sosyal tecrit ve psikolojik sıkıntılar madde kullanımına, cinsel ilişki sırasında korunmadan kaçınmaya ve böylece de HIV/cinsel yolla aktarılan enfeksiyonları edinme riskinin artmasına yol açabiliyor. (1)

Biriyle beraberken hiçbir zaman tamamıyla kendisi olamadığını söyleyen, boşanmış ve HIV+ bir erkek olan Harjeet* “Her zaman farklı insanlarla paylaşabileceğim farklı yanlarımı seçiyorum.” diyor. “Eski karıma asla biseksüel+ olduğumu söylemedim, onu bu sebeple kaybetmek istemedim.” diye ekliyor. Harjeet cinselliği konusunda gey arkadaşlarına açık ancak onlar da tam anlamıyla destekleyici değiller. “Onlar “biseksüeller sadece bir ‘delik’ istiyor; taraf seçmelisin” diyorlar”. 2018’de HIV testi pozitif çıktığında, Harjeet ciddi ciddi intiharı düşünmüş. Neyse ki, HIV+ topluluğu ona destek olmuş ve onun uzun, sağlıklı bir yaşama sahip olabileceğine inanmasını sağlamış.

Biseksüellerin pek çok fiziksel ve zihinsel rahatsızlıktan muzdarip olmasının bir sebebi de deneyimledikleri “azınlık stresi” -sosyal kategorilerle damgalanmış  insanların toplum içinde sahip olduğu pozisyonları sebebiyle yaşadıkları aşırı stres-. Bu, lezbiyen ve biseksüel+ kadınların tip 2 diyabetle yaşama ihtimalinin heteroseksüel kadınlara nazaran yüzde 27 oranında daha fazla olmasının da bir sebebi

Ancak bu tür araştırmalar, non-binary ve transları kapsamıyor. Diyabetle yaşayan 25 yaşındaki non-binary Yasha Juneja, “Birçok defa panseksüel olduğumu söyledikten sonra benden uzaklaşan kadın arkadaşlarım oldu” diyor. “Onlara benim tipim olmadıklarını söylemem hiçbir şeyi değiştirmiyor. Sanki onlar öyle heteroseksüel ki heteroseksüel olmayan birine yaklaşmak bile onları lekeler gibi.” diye ekliyor. Akranları tarafından kabul görmemek Juneja için sürekli problem teşkil ediyor. Cinsiyet hoşnutsuzluğu (disfori) ile beraber panfobi, Juneja’nın ruh sağlığına ciddi zararlar veriyor ve kendisi de intihar düşünceleri ile boğuşuyor.

Bi+ olan biri trans ise madde kullanımı, depresyon ve intihar düşüncelerinden kaynaklı olarak kötü sağlık koşullarına sahip olma riski daha yüksek olabiliyor. Panfobiden daha fazla transfobiden muzdarip olduğunu belirten panseksüel trans erkek Daman* Halder, “Büyüme çağında depresyon ve intihar düşüncelerinin yanı sıra yeme bozukluğu ile de mücadele ettim” diyor. Ancak, trans topluluğu içinde bile Daman’ın cinsel kimliği her zaman kabul görmüyor. “Aktivistlerin olduğu bir toplantıda, bir trans kadın bana romantik ilgilerim hakkında sorular sordu. Panseksüel olarak açıldığımda ise şoke olmuş vaziyette ‘Sen erkeksin, yani erkek gibi davranman gerekir. Neden değişmek istiyorsun?’ dedi.”

Bifobinin, hedefteki kişinin kimliklerinin kesişimine göre şekil değiştirmesi ilginç. Noor* da pek çok biseksüel+ kadın gibi, heteroseksüel erkeklere açıldığında onların direkt kendisiyle grup seks yapmayı düşündüklerinden bahsediyor. Veriler, bu tektipleştirmenin ciddi sonuçları olduğunu gösteriyor. Bi+ kadınların neredeyse yarısı tecavüze ve dörtte üçü ise cinsel şiddete maruz bırakılıyor. Araştırmacılar bunun sebebinin bifobiyle birlikte biseksüel+ kadınların aşırı cinselleştirilmesi olduğunu söylüyor.

Lezbiyen olan eski sevgilisinin Noor’u terk etme sebeplerinden biri onun cinsel yönelimi. “Biseksüel+ kadınlara güven olmaz çünkü eninde sonunda aile baskısı yüzünden erkekleri seçerler.” dediğini aktarıyor Noor. Eski sevgilisi onun yerine başka bir lezbiyeni tercih etmiş. Noor kendisine zarar vermeye eğilimli ve anksiyetesini kontrol altına almak için bir terapistle görüşüyor. 

Bu tecrübelerin hepsi içsel çalkantıya ve içselleştirilmiş bifobiye yol açıyor. Harjeet mümkün olsa bi+ olmamayı dileyen pek çok kişiden sadece biri. “Sanırım bifobi değil, biseksüellik asıl problem.” diyor konuşmamızın sonunda. “Eğer biseksüel olmasaydım, bir yolu seçebilirdim.” 

Harjeet’ten bir ormanda olduğunu ve orada üçüncü bir yolun olduğunu hayal etmesini istiyorum. Ya eşcinsel arkadaşlarına “eşcinsel tarafını” ve heteroseksüel ailesine “heteroseksüel tarafını” göstermesi gerekmeseydi? Duraksıyor. Harjeet ergenlik çağındayken büyükbabası onu bir erkekle terasta yakalamış. Bu olay onu öyle utandırıyor ki hâlâ yanakları kızarıyor. “Belki de büyükbabam beni azarlamasaydı, bu kadar utanmazdım. Belki de eski karıma cinselliğim konusunda açılabilirdim.” diyor. Harjeet ilk defa hikayesinin tamamını biriyle paylaştığını ve bunun onun üzerinde sağaltıcı bir etki yarattığını söylüyor. “Kabul edilmemek size yalan söylemeyi öğretir” diye ekliyor. “Kabul edilmemek size kendinizi kabul etmemeyi öğretir.” 

*İsimler kişilerin gizliliğini korumak için değiştirilmiştir.

(1) HIV aktarım yolu ancak viral yükü (kandaki virüs sayısı) “belirlenemeyen” seviyeye gelmemiş yani düzenli HIV antiretroviral tedavisi almayan kişilerden mümkündür. Viral yükü belirlenemeyen yani saptanabilir düzeyin altında olan kişiler korunmasız seks yaptıklarında da HIV aktarımı söz konusu olmaz. Madde kullanımı da bağışıklık sistemimizi zayıflatabilir ve bizi enfeksiyonlara daha açık hale getirebilir. Cinsel ilişkide korunmamak tarafların onayına bağlı olmakla birlikte kişilerin kendi statülerini bilmedikleri durumlarda cinsel yolla aktarılan enfeksiyonları (Bel soğukluğu (gonore), Klamidya, Frengi (sifiliz), Trikomonas, Yumuşak çıban, Genital uçuklar (genital herpes – HSV), Genital siğiller (HPV), HIV, Hepatit B-C) edinme ihtimali yüksek olur ve madde kullanımının da korunma konusunda ihmale yol açabileceği durumlar olabilir. HIV özelinde konuşmak gerekirse PrEP erişimi olanlar için kişilerin ilaçlarını aksatmalarına da sebep olabilir. Ayrıca HIV aktarım yolları arasında damar içi ortak şırınga ile madde kullanımı olduğunu hatırlatalım. (e.n)


Çeviri: Ayyüce Talay

(AT/UE)



Bu yazı da ilginizi çekebilir: Monoseksizm Gerçektir, Biz Sadece Onu Anlamıyoruz

Share and Enjoy !

0Shares
0 0
What's Your Reaction?
Ben Şok
0
Bifobiye Karşı Ses Çıkar
4
But Tutar
1
Gullüm Ayol
0
Tutmaz Ama Evet
0
View Comments (0)

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Bitopya Copyright © 2024. Created by edalgakiran

Scroll To Top

Pin It on Pinterest